| Kelime | Anlamı | Cümle içinde kullanımı |
| (Bit) Ağmak | (Bit) Düşmesi, bulaşması | Yaylada herkese bit ağmış |
| (Çaldan) An(ğ)arı Gitti | (Çaldan) tarafa gitti | Çohçulu, Çaldan anarı gitti |
| (Ermişlere) Karmak | (Ermişlere) karışmak | Onun için ermişlere karmış diyorlar |
| (Güneşin) Arnacı | (Güneşin) altında, yoğun güneş altında | Gel güneşin arnacında durma, çarpar. |
| (Nacağı) Yülemek | (Nacağı) Bileylemek, eğelemek, sürtmek | Nacağı yülemedin mi, kesmiyor? |
| (Yiyip) Batırıp Gider | Kendinden geçmişçesine, tüm dikkatini vererek bir işi yapmak | Senin oğlan kömbeyi yiyp batırıp gider |
| (Yumurta) Sıdırmak | (Pişirmek için) yumurtayı kırmak | Üç yumurta sıdırsam yeter mi? |
| Afatı Seme | Bir ilenç | |
| Ağdırmak | Genellikle eşek gibi hayvanlara yüklenen yüklerin (sele, eğbe gibi) dengede olmama hali. Bir taraftaki yükün aşağıya doğru sarkması | Dikkat et, seleler yolda ağdırmasın |
| Alık | Saf, gözü açık olmayan | Sen de alık olmasaydın! |
| Alız Bulmak | Genellikle herkesin çattığı ya da dövdüğü birisi için kullanılır | Benim oğlumu alız mı buldunuz? |
| Alma | Elma | |
| Ananat | Harmanda ya da samanlığa saman atmak için kullanılan, tahtadan ya da demirden yapılan genişçe gereç | |
| Arapbalığı | Kurbağa yavrularının yeni yumurtadan çıkmış hali | |
| Barı | Çalı yığını | Sıçan serçesi, barının içine kaçtı |
| Bayam | Badem | |
| Bekemek | Böğemek, su yada soğuk girmesin diye delik yada açıkları kapatmak | Dereyi bekemiş, bahçe suluyor |
| Belen | (Köydeki) tepeler | |
| Bicik | Göğüs | |
| Boduç | Testi | |
| Böğet | Küçük havuz ya da derenin önüne set çekerek suyu tutulması | Eğrikte böğet yaptık, çimelim mi? |
| Böğür | Kalp | |
| Börtlemek | Haşlamak | Ülübü börtledim, buyur yiyelim |
| Burul Burul Kokmak | Güzel kokmak | Elmalar burul burul kokuyor |
| Bücük | İnek ya da inek çağrılırken kullanılan ünlem | Gel bücük bücük! |
| Bülüç | Tavuk ya da kuş yavrusu | |
| Bürgü | Örtü | Televizyonun bürgüsü nerede? |
| Bürünmek | Üzerini bir şeyle kapatmak, üstüne giyecek bir almak | İyice bürünün, üşümeyin! |
| Cıbartmak | Çok fazla dövmek, eşek sudan gelinceye kadar dövmek | Seni bir yakalarsam cıbartacağım! |
| Cice | Abla | |
| Cibdirmek | Bir çiçeği köküyle çıkarmak isterken, kazayla çiçeğin elde, kökün toprakta kalması durumu | Çiğdemlerin kökü çok derinde, sürekli cibdiriyorum |
| Cife (gibi) | Çok kirli | Gömleğinin yakası cife gibi olmuş |
| Cimbit | Çimdik | Çil Müminenin cimbidi pek yamandır |
| Cin | Küçük | |
| Cingil | Burundan damlayan sümük | Şu oğlanın cingilini silsene! |
| Circavuk | Bir tür yenen ot | |
| Çakır Dikeni | Sarı çiçekli bir tür diken otu | |
| Çalba | Sıklıkla belenlerde yetişen bir ot | |
| Çara | İneğin kızgınlığını (çiftleşme zamanını) belli eden jelimsi sıvı | İnek çaralamış, boğaya çekmek lazım |
| Çatlamak | Uygunsuz biçimde büyük abdesti yapmak | Hoşt, oraya çatlama! |
| Çebiç | Oğlaklıktan çıkıp, keçi olmaya geçişteki ara aşama | |
| Çelen | Dam, çatı kenarı | Çelene yaklaşma, şeytan kaktırır |
| Çemkirmek | Ağız kavgasında, birine karşı sert ve saygısızca konuşanın eylemine yakıştırılan sıfat | Hiç insan annesine çemkirir mi? |
| Çenesi Çekilesi… | Çok konuşan ya da saygısıca konuşana karşı söylenen söz ve konuşamamasını dileme | Çenen çekile! Azıcık sus! |
| Çığır (Açmak) | (Yoğun karda) yol açmak, bir kişinin geçebileceği kadar bir yol açmak | Çeşmeye kadar çığır açaçcağım |
| Çıkla | Sade | |
| Çiğin | Omuz | |
| Çilingir | Nohut gibi iri taneli bakliyatları elemek ve ayrıştırmak için kullanılan bir tür elek | |
| Çimmek | Yıkanmak, yüzmek | |
| Çintmek | Yontmak | |
| Çitirmek | Ütmek, kumarda kazanmak (Aşık oyununda birinin tüm diğer aşıkları kazanması) | Sayıdın Osman, bütün aşıkları çitirdi. |
| Dasdar | Eşarp | |
| Datduru (Kalkmak) | Birdenbire kalkmak | dışarıdaki sese datduru kalktı |
| Davar | Genellikle keçi sürüsüne verilen ortak ad | |
| Deşirmek | Toplamak | Elma deşirmeye gidiyoruz |
| Dıdık | Gaga | |
| Dığan | Genellikle bulgur kaynatmak için kullanılan genişçe ve yayvan bir tür kazan | |
| Dıkı | Az | Ekmeğin ucundan dıkıcık versene |
| Dıkım | İnce (yufka) ekmeği, yemek (pilav) alabilecek biçimde kıvırarak kullanma | Haydi, dıkımlayın bakayım! |
| Dibek | Büyükçe taşlara oyulmuş ya da evde ağaçtan yapılmış, bir şey dövmeye yararayan gereç | Bekirefendinin orda dibek döğüyorlar |
| Direzilemek | Orantılamak, dengelemek, hizalamak | |
| Dirgen | Sap (ekin) atmakta ve yığmakta kullanılan bir tür gereç | |
| Domuz Otu | Bir tür yenen yabani ot | |
| Dul Ardı | Bir evin genellikle güneş görmeyen tarafındaki duvar dibi | Dul ardından ineği çöz getir |
| Dumlu | Gölgeli, serince yer | Dumluda bekleme, hasta olursun |
| Düğü | Pilavlık bulgurun çok daha küçük taneli olan hali | |
| Eğe | Biley | |
| Eğirmek | Yünü, ip haline getirme işi | |
| Eğirmeç | Eğirme işinde kullanılan gereç | |
| Eğlenme/Oyalanma | Vakit geçirme, | Haydi eğlenme, işimiz çok! |
| Ekmek Eğlemek | Ekmek pişirmek | |
| Ekmek Övmesi | Kurumuş ya da parça parça olmuş yufka ekmekleri, yğa ve yumurtayla birlikte pişirerek yapılan yemek | |
| Senit | Ekmek eğlemek için kullanılan tahtadan, alçak boylu ve genişçe masa | |
| Eksiranı | Ekmek eğlerken, senitte kalan un ve hamur kalıntılarını kazımak için kullanılan gereç | |
| Embel=Öğendere | Eskiden, öküzleri hareket ettirmek üzere, ucunda sizri çini bulunan uzunca sopa | |
| Evtük/ Evtüklemek | Vakit geçirme | Evtüklemekten gayri ne işimiz olur? |
| Falak | Köy kapılarının kendine özgü tahtadan açma-kapama düzeneği | |
| Fırfır | Fırıldak, oyuncak pervane | |
| Fışkı | Hayvan dışkısı | |
| Ganevez | Domates | |
| Gara Yere Git | Bir tersleme sözü (İstediğin yere git, umrumda değil anlamında) | |
| Garagasbenlik | Açıkça, açık seçik ortada olan | Garagasbenlik tavuğuma taş attı |
| Garez | Kin, haset duygusu | |
| Gastan | Kasten, şakacıktan | Gastan söyleme, ne oldu? |
| Gavcalamak | Karıştırmak, ovuşturmak | Oranı buranı gavcalama |
| Gavulleşmek | Anlaşmak, gelecekte bir iş için önceden ortak plan yapmak | Meğer bir gün evvel gavulleşip, kaçmışlar |
| Gayrık | Artık, bundan böyle | Gayrık senden hayır gelmez |
| Gazel | Ekmek pişirirken yakacak olarak kullanılan kuru ağaç yaprağı | |
| Kesmik | Ekmek pişirirken yakacak olarak kullanılan, hayvanın yemediği samanın kaba kısmı | |
| Gelberi | Bostan sulamakta kullanılan geniş ağızlı bir çapa | |
| Gembi | Tırtıl | |
| Gen (Tarla) | Ekilmemiş, boş tarla | |
| Gıldırgı | Yaramaz, hayırsız | Hasan mı? O çok gıldırgı. |
| Gıllı Gılçıklı | Bakımsız, saçı sakalı karışmış kişi | Hiç aynaya bakmaz mısın? Gıllı gılçıklı kalmışsın |
| Gımçı | Kamçı | |
| Gıvrak | Kabuk, kıvrak | Haydi gıvrak, bir gören olacak |
| Git/Dur/Gel Aylen ! | Dur bi Dakka, dur biraz anlamında | Dur aylen, geldim. |
| Gonuş | Köye özgü yağlı ekmek | |
| Gosdur Gosdur | Kabararak, böbürlenerek (yürümek) | Sınıfını geçti herhal, gosdur gostur geliyor |
| Gov/Govcu | Kov, kovcu, laf taşıyan | Bırak şu kovcu kadını |
| Govan | İçi boş, ileri geri (boş/yalan) konuşan | Lan govan, sen değil miydin onu gördüm diyen? |
| Govuk | Ağaç ya da kayada bulunan boşluk | |
| Goyak | Dağlarda, iki sırt arasında kalan çukur alan | |
| Goyver | Boşver | |
| Göğer | Soğanın küçüğü, tohumluk soğan | |
| Gönemen Olmak | Donanmak, bir şeye fazlasıyla sahip olmak | Bu sene memet ırza cevize gönemen oldu |
| Gunlamak | Yavrulamak, doğurmak | Bu kedi gunlayıcı |
| Gurk | Cicivli ya da civcive yatmış tavuğa verilen ad | Gurk tavuğa yaklaşma, üzerine atlar |
| Gurunmak | Kafa tutmak, karşı gelmek | Sen kime gurunuyorsun? |
| Güre | Azgın, yoldan çıkmış olan | |
| Gürgümüş | Tertemiz | Ortalık gürgümüş oldu |
| Hale | Tuvalet | |
| Hapam | Avuç | Aç hapamını, üzm vereceğim |
| Haranı | Büyükçe bir tür kazan | |
| Harar | Büyük çuval | |
| Hatıl | Hayvanların yem yedikleri yer/ Çeşmelerin önünde suyun toplandığı yer/İnşaat sırasında evlerin duvarına verilen isim | |
| Hebilciğin Ayısı | Kaba birisi için söylenen söz. Görgüsüz anlamında | Hadi ordan Hebilciğin ayısı seni! |
| Helik | Küçük | Helik taşlardan getirin |
| Helke | Saplı bir tür küçük kova (süt, yoğurt taşımak için) | |
| Küme | Topraktan yapılan ve içine süt, yoğurt, ayran konulan bir tür geniş ağızlı testi | |
| Hol/Holluk | Tavuğun yumurtlama yerini öğrenmesi için konulan yumurta | |
| Honça | Birinin, çocuğu olduğunda ya da inek, keçi gibi hayvanı yavruladığında etrafa dağıttığı ikrama verilen ad | Anagızce, hani oğlağın honçası? |
| Hümermek | Karşı gelmek, saygısızca haykırmak | Hümerme dedim sana! |
| Ikı Çıkmak | Çok yorulmak | Sap atarken ıkı çıktı |
| Ildır Ildır | Parıl parıl parıldamak | Delikte kedinin gözleri ıldır ıldır yanıyordu. |
| Ilgın | Uzun ve düzgün söğüt dalı | Arpalıklardan ılgın kesip, sepet örmek lazım |
| Ilkı | Dağda bulanan keçi ve koyunların öğlenleyin getirildiği ve yatağa vurulduğu, ilkokulun üstündeki yere verilen ad | Bizim gız, ılkı gelmiş mi?1 |
| Irayha | Kötü kokulu | Burada leş var herhalde, ırayha gibi kokuyor. |
| Izbandut | Dev gibi, cüsseli | Sen onunla güreşemezsin, o ızbandut gibi. |
| İkin İkin | Tekrar tekrar iş yapmak, ihmalkarlık ya da unutkanlık üzere, aynı işi yeni baştan yapmak | Beni iyice dinlesen de ikin ikin iş yapmasan ya! |
| İnekbücüğü | Küçük kertenkele | |
| İşolsun | Kolaygelsin | |
| İviş Arasında Sivişmek | Gereksiz yere ayak altında dolaşmak | Yahu, iviş arasında sivişmesen olmaz değil mi? |
| Kabala (mı?) | Kolay mı? (Bir şeyden ya da kişiden korkulduğundan, yapılması kolay olmayan bir işi ya da eylemi belirtmek için kullanılır) | Kabalaysa gel de al! |
| Karın Kolanı | Eşeklerin semerlerini sağlamca bağlamak üzere kullanılan ip | |
| Keler | Kertenkele | |
| Keseğen | Toprakta bulunan ve sincabı andıran bir tür hayvan | |
| Keseneli | Birinin inisiyatifinde/mülkiyetinde olan | Çeşme üzrine keseneli mi? Çekil birazda ben doldurayım |
| Kındam | Baltanın (keskin) ağzı | Taşa vurma! Nacağın kındamını bozarsın |
| Kirtiş | Tabaka haline gelmiş kir | Git şu kirtişlerini yıka da gel |
| Kişgirmek | Kışkırtmak | Çohculu, köpeği kişgirdi. |
| Köfün | ??? | |
| Köpek Yalasa Doyar | Yüzü gözü kirli olan | Bu yüzün hali ne? Köpek yalasa doyar! |
| Kösnük küp | Şakayla karışık paylama ifadesi | Kösnük küp amat, sana böyle mi yap dedim? |
| Kösülmek | Yayılarak oturmak | Bir evin bir oğlu musun, nasıl kösüldün öyle! |
| Köşge | Balkon | |
| Köygöçüren | Bir tür diken otu | |
| Külüng | Balyoz | |
| Kümbük | Yumruk | Haydi kümbüklü saklambaç oynayalım |
| Kürümek | Kar ya da toprağı atmak | Kar dursun da damı kürüyelim |
| Küsük | Köyde kapıları kilitlemeye yarayan basit mekanizma | Kapıyı küsüklemeyi unutma |
| Lak Lak Etmek | Boş yere konuşmak, konuşmakla vakit geçirmek | Kahvede lak lak edeceğine, gel de bi işin ucundan tut! |
| Mangır Mangır Bağırmak | Çok acı çeken birinin bağırışını ifade eder | Arpalıklarda biri mangı mangır bağırıyor |
| Mat Koymak= Matıla maskar Goymak | Rezil Etmek | Seni cümle aleme mat gomazsam…! |
| Meh ! | Al | |
| Metel | Masal, hikaye. | |
| Meymene-Mesmene | Garagasbenlik | Açıkça, herkesin gözü önünde olmasına rağmen (olumsuz bir şey yapmak) |
| Meymenet-siz | Biçimsiz, çirkin, kötü. | |
| Mırığı Yıkık | Üzgün, keyfi kaçık. | |
| Mitli | Aynı, çok benzeyen | Mitli dedesi! |
| Nacak | Küçük balta. | |
| Neydeyim? | Ne yapayım? | |
| Odunevi | Köy evlerinde genellikle kullanılmayan, atıl nitelikli ve ıvır-zıvırın atıldığı odalar | |
| Oluk | Çeşme | |
| Onluk Bozmak | Bir sır anlatmak, gizli bir şey anlatmak ya da bir konuda sohbet etmek | Eminecce, akşam gel de bi onluk bozalım |
| Ödü Sıdmak | Çok korkmak | Yılanı görünce ödü sıddı |
| Ölemez | Diken | |
| Önmek | Sinmek, saklanmak | Kedi, kuşları önmeye başladı |
| Övceleme/Ovcalama | Karıştırma | |
| Pardı | Tavan | |
| Peşkir | Havlu | |
| Pırı Gibi | Çok hızlı, pratik | Pırı gibi kaçtı |
| Poşu | Puşi | |
| Pufurgaç | Balon | Almanyalı Ağmat pufurgaç dağıtıyormuş |
| Pufurmak | Şişirmek | Oğlum, baban seni akşam pufuracak! |
| Seğirtmek | Koşmak | Seğirtme, düşersin! |
| Seki | Evin alt katında bulunan, genellikle ekmek eğlenen ya da süt ve yoğurdun saklandığı oda. | |
| Sıkma | İçinde katıkla dürüm yapılmış ince ekmek | Çeşme başında durup, gavurmalı sıkmalarını yediler |
| Sındı | Makas | |
| Sineklenmek | Bir iş yaparken, uyuşuk ve savsaklayıcı davranış içinde olmak. Haydi, çeşme başında sineklenmeyin! | |
| Sirken Otu | | |
| Söbü | yumurta biçimli. | |
| Su Teresi | Su kenarları ya da derede yetişen yenen bir ot. | |
| Sufat-sız | Suratsız, meymenetsiz. | |
| Süksün | Ense | |
| Sümeye | Boşuna, boş yere | Sümeye gitme. Pufurgaç çoktan bitmiş |
| Süntük | Yalaka | Süntük! Bir daha seni burada görmeyeceğim! |
| Susak | Genellikle çobanlar tarafından kalın ağaç dalından yapılarak ormanlardaki çeşmelere konulan su içmeye yarayan doğal su kabı. | |
| Şırana | Evlerde üzüm suyu elde etmek için kullanılan bir tür havuz. | |
| Şırlak | Pürüzsüz, parlak. | |
| Tağ(h)ra | Odun kesen bir tür balta | |
| Talaka | at arabası | |
| Tekne | Hamur yoğurmaya yarayan tahtadan oyma gereç. | |
| Tengerlek | Yuvarlak | Yılan, barının içinde tengerlek olmuş yatıyor |
| Tevek | Üzüm yaprağı | |
| Teylemek | Korumak, dikkatli olmak | Birbirinizi teyleyin, bi sakatlık olmasın! |
| Tez/ Tez Gelmek | Çabuk | Al şu parayı ekmek al gel. Yolda eğlenme, tez gel! |
| Toklu | Kuzuluktan çıkıp, henüz tam koyun olmamış koyun | Şenlikte beş tane toklu kesilecekmiş |
| Tokucak/Tokuç | Çamaşır yıkarken çamaşırlara vurmakta kullanılan, tahtadan, ağırca gereç. | |
| Tor | Havlu | |
| Tosarmak | Surat asmak | Bu kime tosarıyor? |
| Ufatmak | Küçük parçalara ayırmak | Ekmeği ufatmayın. Yemiyosan kalk |
| Uğunmak | Katılmak, acıdan sesi çıkmamak | Çocuk tokadı yiyince uğundu kaldı |
| Ulgamına/ Salgaraya | Rastgele | Yahu, ulgamına konuşma. Ben ordaydım ya! |
| Utaşmak | Yetişmek | Dur, yorma kendini, utaştım |
| Uysalak | Yapışkan, yalak | Sen ne uysalak bir şeymişsin! |
| Uyuntu | Yüzsüz, görgüsüz | Uyuntu sende! |
| Üleee | Öyle mi? | |
| Ülübü | Fasulye | |
| Ülük | Çaydanlığın ya da testinin su akıtılan uzantısı | |
| Ütlemek | Ayıklamak | Cevizin büyüklerini ütleme! |
| Üyük | Höyük | |
| Yağır | Saçı dökülmüş | |
| Yal | Un ve su karışımından yapılan köpek yiyeceği | Köpeğe yal verdin mi? |
| Yargın | Sırt bölgesi | Yargınımı kaşır mısın? |
| Musallat olma | Bela olma | Adam, başıma musallat oldu |
| Yavsu | Hayvanlara musallat olan bir tür sinek | |
| Yazı | Tarla | Onlar evde değil, yazıya gittiler |
| Yenlicek | Yaramaz, hayırsız | Yenlicekliğin lüzumu yok! |
| Yuluklu | Üstüne başına dikkat etmeyen | Boşversene! Yuluklunun teki o. |
| Yunmak | Yıkanmak | Yarın çocukları yuyacağım |
| Yuvak | Damda yağmur ya da kar sonrası toprağı sıkıştırmaya yarayan taştan gereç | |
| Yülemek | Bileylemek, eğelemek | |
| Zındırık (Cındırık) | Bir dikme üzerine kuruluk, ortası yağlanarak karşılıklı iki kişinin dönmesine dayalı bir eğlence düzeneği | Musağanın Ismayıl zındırık kurmuş, gidelim mi? |
| Zıybık | Kayak, karda ya da buzda kayma | Bu ayakkabılarla zıybık kayılır mı? |